29 Temmuz 2009 Çarşamba

İnsanın bir gemisi olmalı.
Beklemeli limanda, usul usul.
Pruvası açıkları göstermeli, pupasında da rüzgârı eksik olmamalı.
Her haliyle hazır olmalı.
Kaptanı kendin olmalısın ama.
O geminin her bir yanını iyi bilmelisin.
Sintinedeki pisliklerden, karina kütüklerinin sayısına kadar,
Motorların tutukluk yapma ihtimalinden, fırtınanın ne zaman patlayacağına kadar.
Hele ki dalgalı bir denizde o dümeni tutabilirsen rotada, işte o zaman gemiyi hak ediyorsun demektir.
Bir tane de miçon olmalı.
Her limanda gemin dolup taşacak elbet.
Ama bilmelisin ki senin gemi kalkacaktır o limandan er geç,
Yolcular ise değişecektir her limanda.
Sen ve bir de miçon kalacaksınız, o kadar…

An gelir bıkarsın her şeyden,
Kendin de dâhilsindir buna.
Kimselerle göz göze gelmek istemezsin, tek bir cümle dahi çıkmaz dilinden.
Her şey rengini yitirmiştir, soluktur çevren.
Üzerine giydiklerin bile kapatmaz çıplaklığını,
O denli çıplak hissedersin kendini.
Ruhun üşüyordur aslında,
Türlü türlü soru ve cevaplarla giydirmek istersin ruhunu, üşümemesi için.
Yüreğinde bitip tükenmeyen hesaplaşmaların bir son bulmasını dilersin Tanrıdan.
Beyhude bir çaba olsa bile dilersin.
Bulanıklaşan geçmişine de bir selâm çakarsın inceden.
Bulanıklaşmasıdır selâmı verdiren zira.
Binbir pişmanlık ve hatalarla dolu geçmişini unutmanın en iyi yolu barışmaktır yaşanmışlıklarla.
Bir selâm, bir selâm, bir selâm daha çakarsın…
Aldığın nefese şükredersin bir yandan da.
Gördüklerin renksiz de olsa gözlerine hayranlık duyarsın,
Başıboş atan yüreğinin bile önünde diz çökersin.
Yalan gülüşlere, yavan sözlere alışkınsındır ya
Sen de karşılık verirsin aynı sahtelik ve müptezellikle.
Kendinden bir şey kaybetmeyeceğini bilirsin, hatta çok şeyleri kazandırdığını anlarsın anbean.
Havada uçuşan, sıklıktan göz gözü görmeyen yılışık aşkları;
Sevgileri,
Kucaklaşmaları,
İsyanları,
Dostlukları,
İhanetleri…
İçin için ağlamayı da bilirsin, katılırcasına gülmeyi de.

An gelir bıkarsın her şeyden
ve
İstersin ki bir başka dünya yaratmak,
İçinde kendin ve yine kendinin olduğu…
İşte böyle zamanlarda insanın bir gemisi olmalı.
Beklemeli limanda, usul usul.
Önce kaptan kıyafetlerini geçirmelisin üzerine.
Öyle ya, çıplaklığını gidermelisin önce.
Gemini dolaşırsın sonra,
Ruhunun yavaş yavaş ısıtırsın.
Ne bir soru vardır kafanda artık, ne de tonlarca cevap.
Gemindesindir en nihayetinde.
Saatini kontrol edersin,
Bir bakmışsın ki ayrılma vakti gelmiş limandan.
Geçersin dümenin başına, bakarsın; karşında arsızca, hınzırca ve bir o kadar tahrikkâr bakan denizin güzelliğine.
Her şey ama her şey rengini bulmuştur artık.
Ha, bir de miço,
Şansın varsa o da gemidedir,
Gülümsemesi yeter, gerisi boş.
Yalnızca bir gülümseme.
Vira bismillah…

bir gemi… biraz deniz… bolca hayat

e.
2009 yaz

Hiç yorum yok: