16 Haziran 2010 Çarşamba

Yorgunluk
Karabasan mı?..
Yoksa
Takatsizlik mi?..
Küskünlük
Yaradana mı?..
Kendine mi?..
Durgun bir su olmak güzel
Dalgadan arınmış
Köpüğünden kopmuş
Hatta iyodundan sıyrılmış…
Durmak
Kendini dinlemek
Ve sormak kendine;
Nesin sen?..
Şu an mı?..
Yoksa
Gelecek mi?..

Çapın nedir?..
Dar mı?..
Yoksa
Kendini aşmış mı?..

Kapladığın alan?..
Kendin kadar mı?..
Yoksa
Boyundan büyük mü?..

Bir kere
Güçlü müsün?..
Cebindeki metelik ne kadar?..
Meselâ
Adam olarak ne kadarsın?..
Kaç paralık adamsın?..

Doygunluğun ne kadar?..
Ya da hayat birikimin
Ne kadar?..
Rahat mısın?..
Karşındakini tatmin edecek kadar
veya
Kendi kendini tatmin edecek kadar
Rahat mısın?..

Sevmek meselâ
Ne kadar sevmek?..
Kalben çok…
Peki ya verebileceklerin?..
Düşündün mü?..
Sadece sevgi mi vereceksin?..
ya da
Sadakat?..

Uyan dostum uyan
Rüyadan uyan
Ne sevgidir hayat
Ne de sadakat sadece
Başarın var mı?..
Oradaki çapın ne kadar?..
ya da
Paran?..
Ondan haber ver…
Ha, bir de
Çükün sağlam mı?..

Dur ve düşün
Birinden biri eksik olsa
Birbirini tamamlayamasa
Yürür mü birliktelik?..
Sen yürüyebilir misin?..
Canımlar-cicimler
Nereye kadar?..
Bir gün, iki gün
Hangi canım sonsuz
Hangi cicim her an seninle
Uyan…
Uyan ve gittiğin yola bak şöyle bir
Bitecektir “seni seviyorum” lar
Tükenecektir verilen sözler
Dur ve düşün
Başarın nedir?..
Peki paran
Ne kadar var?..

sorular… sorular… yorgunluk… takatsizlik… ve… bitiş…

e.
2010 yaz

Hiç yorum yok: