31 Ocak 2010 Pazar

Gözyaşın
Pişmanlığın
ve
Natamam sevginle
gelirsen bir gün kapıma
Sanıyorsun ki seni bekleyen bir zil bulacaksın
Hatta kapının tokmağı bile
seni bekliyor olacak sanıyorsun
Kapının açılacağını
Gülen gözlerle
ve
Sevdalı gönülle karşılanacağını
Gözlerin özlemi haykıracağını
Seni bekleyen kalbin
heyecandan delireceğini de sanıyorsun
Doğrudur
Bir zamanlar öyleydi
Aslında her zaman öyleydi
Ta ki büyüyünceye değin
Yaştan bahsetmiyorum
Baştandır sözünü ettiğim…

Yokluğunda gönül tımar etti kendini
ve
Sevdaya okkalı “dur” deyiverdi
Yaşanan güzelliklere “sen anısın” dedi
Kırgınlıklardan dem vurdu
Cevapsız mektupları
Açılmayan telefonları hatırlattı
Bir omuz isteyen başın boşta kaldığı günleri...
Bu gönül
Sevgiliyi geç
Bir dost arayıp da bulunamayan anları vurdu
yüze bir bir…

Büyüdü gönül
Tımarı tamamladı
Natamam sevginle yolun düşerse kapıma
Bilesin istedim
Ne zil kaldı çalınacak
Ne kapı kaldı açılacak
Ahrete kadar…

kalmadı artık bir şey…

e.
2010 kış

Hiç yorum yok: