2 Mayıs 2010 Pazar

Otobüste bir kadın…
Orta kapının yanındaki koltukta
oturuyor her zamanki gibi
Başı cama dönük
Yüzü gülmüyor ama gülmek için hazır sanki…
Otobüs bir bir geçiyor durakları
Her durakta biraz daha doluyor içi otobüsün
Ve hatta kadının…
Yanına kaba biri oturuyor
Oturmayı kalkmayı bilmeyen biri
Kadın yan gözle bakıyor bir an
Ne var ki bozmuyor duruşunu
Başı hâlâ cama dönük…
Otobüs tıklım tıklım artık
Konuşmaktan acizlerin kulak tırmalayan
kakafonik sesleri…
Osuruk kokuları…
Ayaktaki kadınlara sürtünme çabalarındaki
ciğersiz insan müsveddeleri…
Cam açma-kapama yüzünden çıkan salak kavga…
Herkesin yüzüne yapışmış mutsuzluk…
Her sabah bu otobüste yaşanan ortaoyunu’ydu bunlar
Kadının başı hâlâ cama dönük…
Trafik sıkışıyor
‘Caddenin bu bölümünde hep böyle olmuyor mu ki’
bakışı var kadının yüzünde
Duraklar geçiyor bir bir
Kadında bir hüzündür gidiyor
İhmâl edilmişliğin hüznü
Sırtındaki yükün hüznü…
Evde kocası umursamaz belki
İşe yaramazın teki
Hem belki şiddet uyguluyor
Sevişmiyor, dokunmuyor
Ruhsal bir şiddet belki
Belki de tekme tokat…
Sevilmeyi bekleyen bir kadının hüznü
Birkaç tatlı söz duymanın hasreti
Kadın olduğunu hatırlamanın beklentisi var kadında…
Duraklar nihayete varıyor
Kadın ilk kez başını çeviriyor öne doğru
Kalkıyor yerinden binbir güçlükle
Kalabalığı ustaca yarıyor
İnmek üzere düğmeye dokunuyor
Otobüs duruyor
Ve kadın iniyor
Dışarıda yağmur
Kadında şemsiye yok
Yürüyor
Belki de memnun hayatından şimdi
Otobüs hareket ediyor
Kadın da gidiyor yağmurla beraber…

sorumlu… sorunlu hayat… hayat işte…

e.
2010 bahar

Hiç yorum yok: