29 Ağustos 2009 Cumartesi

Aşkımın gölgesisin…
Ulaşılmaz sevdamın cansız hayalîsin sen.
Tanrıya duyulan aşk gibisin;
Varlığı her zerrende olup da hiçbir yerde rastlayamamak gibi…
Hayalîmde büyüttüm ben seni.
Hayalîmde harmanladım.
Bir dünya kurdum kendime.
Kapısız, bacasız bir dünya.
Göğünde yıldızların sen sen parladığı,
Güneşinin sen sen ısıttığı,
Denizin köpüklerini kayalıklara sen sen vurduğu bir dünya…
Yüzünü bile bilmediğim bir hayal kurdum bu dünyada.
Yüreğinin atışlarına karşı koymanın imkânsız olduğu bir hayal,
Yenidünyam ve içinde hayallere bezenmiş sen,
Konuşmaların sadece gözlerle olduğu bu dünyamda başrol sen,
Esas adam ben
ve
Seni sonsuza kadar sarıp sarmalayan yine ben…
Adın bile yoktu.
İsimsiz bir kadındın.
Adını ben verdim,
“Gönlümce”
Kaşını gözünü ben resmettim.
Gülüşünü ben çizdim dudaklarına.
Göz pınarlarına yaş koymadım, sırf sen ağlama diye.
Özene bezene bir kalp tasarladım.
Atışlarının adımı fısıldadığı,
İçinde sevgiden başka hiçbir şeyin olmadığı,
Aşkımı sonsuza kadar saklayacağın bir kalp…
Sen
Kurduğum dünyadaki ulaşılmaz sevdamın cansız hayalî,
İmkânsızlığa sığınan gerçek aşkımsın.
Kaşını gözünü resmettiğim,
Gülüşünü dudaklarına çizdiğim kadınımsın.
Sen
Aşkımın Gölgesisin...

isimsizdir gölgeler... yalnızdırlar...

e.
2009 yaz

Hiç yorum yok: