30 Mart 2010 Salı

Mavi bir denizin üstündeydin
"seni sevdiğimi" söylediğimde
Ben uzaktaydım
ama
Sesim seninleydi
İlk kez söylemiştim
Ben susmuş, yüreğim konuşmuştu
O çok az görülen coşkun anımdı
Birbiri ardına sıraladım sana olan
sevgilerin türlüsünü
Konuşmanı istemedim
Çünkü konuşunca gidecekti büyüsü
Kalmayacaktı elde sevda falan…
Sıraladım sözlerimi peşi sıra
Sonra durdum
Sessizliğini dinledim
Sessizliğin anlattı seni bana
O an hangi halde olduğunu
Kalbinden geçenleri
Gönül çarpıntılarını…
Coşkum kayboldu bir anda
Nefesin boğuk boğuk geliyordu
Bir de denizin sönük sesi…
İkisi de ne kadar cansızdı
Tedirgin
Korkmuş
Çaresiz…
Hayatın bir kırığına daha denk geldiğini
anladı gönül
Kesildi sesim
Ayrılık vakti gelmiş de ben ıskalamışım
Oysa sen çoktan yakalamışsın kuyruğunu
ayrılığın
Hele ki bir-iki şey söylemeye çalışman…
Her şeyi perçinledi sanki
Meselâ;
“Arayamayacağım seni” dedin
Gerisini hatırlamıyorum
Yoktun artık hayatımda
Bunu biliyordum…
Benim yüreğin konuştuğu ana bak!
Tam da ayrılığa denk gelmiş meğer
Balonlarımı yine kaçırdım elimden
Küstüm yine gökyüzüne
Yağmur da başladı
İyi yolculuklar sana…

gökyüzü çok kara bugün…

e.
2010 kış

Hiç yorum yok: