9 Ekim 2009 Cuma

Yarın elimde bavulum, çıkacağım evden
Yolumu senin tarafa düşüreceğim ister istemez
Ümidim, evde olmandır
Telefon falan etmek istemiyorum
Şimdi kendini mecbur hissedersin falan
Lüzumu yok
Acı bir kahveni içmeyeli çok oldu, çok
Eh, kahven yoksa bir bardak su da yeter
Maksadın ilki seni görmek, diğeri kısa bir veda
Kısa ama keskin
Aslına bakarsan sessiz sedasız gidecektim
Ne gerek var şimdi vedaya
Adı üzerinde; veda
Yolculuğun geriye dönüşü olmayanından
Bir gittin mi pir olanından

Gece pencerem açık, yatağımda yatarken
Ellerim başımın arkasında kenetli
Gözlerim tavana dikili
Sana veda etmiştim bile
Ama ne olduysa o açık pencereden oldu
Dışarıdan gelen tekdüze ancak ritmik melodi
Çocukluk yıllarımın sessizlik şarkısı
Bağ bostan’ın şen şakrak türkücüleri
Yeşil katili beton yığınları arasından inadına gelen bu ses
Hâlâ hayatın kocaman bir yanının taze olduğunu haykırır gibiydi
Cırcır böcekleri…
Beni adeta aldı götürdü
Veda ve cırcır böcekleri
Hemen bir bütün oluverdiler
O an dedim ki;
Tamamdır, yarın sendeyim
Eğer bir “eyvallah” demeden gitseydim
Hep aklımda olacaktın
Hep bir düğüm takılacaktı elime ömür boyu
Cırcır böceklerinin her türküsünde sen olacaktın yüreğimde
Her açık pencere seni bekleyecekti
Yatağımda ellerim başımın ardına kenetlendiğinde
Uyuyamayacaktım sensizlikten
Çünkü aklım ve kalbim hep o güne takılacaktı
Veda gününe

Gözlerim kapanmak üzere
İçimde tatlı bir huzur
Gönlümde hafif esintili aşkın
Pencerem hâlâ açık
Cırcır türküsü ise aynı hızla devam ediyor
Kararlıyım,
Aramadan geleceğim kapına elimde bavulla
Sırtımda kırçıllı gömleğim
Altımda eskimiş kot
Yüzümde on günlük sakal
Bir de kara güneş gözlüğü
Sakal işin bahanesi
Gözlük daha da beter bahane
Hüzün anlaşılsın istemem
Olur da gözler yaşarır
Yüzüm düşer
Mesele saklanmak
Evdeysen
İsterim ki dilinde mavi sevda türküsüyle karşıla beni
Kapının ardında ben olduğumu bilmeden
Her zamanki gibi sadece gözlerime bak
Her zamanki gibi beni ben olduğum için kucakla
Her zamanki gibi öp, tutkuyla
Bavulumu görme
Görüp de soru sorma
Hatta hiç konuşma
Kısa olsun veda
Yürek burkulmadan
Burun direği sızlamadan
Kahveye de gerek yok
Şöyle kapıdan görsem yeter
Bakma sakın yüzüme sitemkârca
Bende yok kabahat
Belki inanmayacaksın
Tek suçlu cırcır böcekleri
Diyeceğim ama
Ya inanmazsan?...

dur kapatma kapıyı… biliyordum inanmayacağını…

e.
2009 sonbahar

Hiç yorum yok: