1 Nisan 2010 Perşembe

Ne yaşadık ki seninle?
Hiçbir şey…
Ama "an"lar yaşadık
Çok şey…
Misal;
Gözlerine bakmam
Senin mahcup bakışını yakalamam
İşte an…
Aramızda bir metre mesafe varken konuşmak
Doğal ve davetkâr kokunun sarması her yanımı
İşte an…
Geniş alnına düşen perçemi görmem
Elinle perçemi nazikçe geriye atman
İşte an…
O bir metre mesafeden konuşurken
bir anda elimin eline değmesi
Saniyenin onda biri kadar sadece
İşte an…
Mandalina bahçelerindeki o uzun yürüyüşlerimizde
ara sıra da olsa koluma dokunman
İşte an…
ve
Bir keresinde sana sarılmam, kaşla göz arasında
Saçlarını öpüp koklamam
Yine saniyenin onda biri kadar
İşte en doyumsuz an…

Yolun açık senin gülüm…
Ben böyle anlarla mutluluğu yakalarken
Senin heyecanların öyle başka ki
Göreceklerin, yaşayacakların öyle berrak ki
Unutacaksın bunları gün gelecek bir bir
Yıllar sonra, gün gelecek belki hatırlayacaksın
bu masum günleri
Dudağına küçük bir tebessüm peyda olacak
“Neler yaşamışız” diyeceksin
O zaman “an”ı anlayacaksın
Benim “işte an” dediğim o naftalin kokulu günleri…

güle güle gülüm…

e.
2010 bahar

Hiç yorum yok: