24 Kasım 2008 Pazartesi

Gidenin ardından konuşulmaz…
Her ne kadar derin izler bıraksa da giderken,
Yine de konuşulmaz.
Ama ya kalp?
Onu susturmak mümkün müdür?
Dili susturmak kolaydır,
Konuşmam dersin konuşmazsın,
Biraz da inat…
Ama ya kalp?
Sus desen olmaz,
Dur desen anlamaz.
Zordur vesselâm.
Gider gitmez başlar hayıflanmaya,
Çünkü dil gibi değildir.
Vefayı iyi bilir;
Aşkı,
Sevgiyi,
Ter edilmeyi,
İhaneti
Ve ardında da,
Derin sızıyı…
Kalp böyle bir şey işte;
Gözü vardır,
Lakin
Gözyaşı yoktur,
Hüngür hüngür, için için ağlamaz.
Hesap kitap işinde çok ustadır,
Öyle çeteleler tutar ki
Benim diyen mahkûm bile hayretler içinde kalakalır.
Biraz acımasızdır yani,
Az buçuk kini de vardır.
Nedir, yine de narindir kalp,
Örselenmeye gelmez,
Büker boynunu.
Kötü sözlere dayanamaz,
Kem gözlere de.
Böyle anlarda susmanın dilinden iyi anlar…
Giden gitmiş bir kere;
Ağıtlar yaksan ardından,
Yaksan da hatıraları,
Öldü artık dese de dilin,
Çare yok;
Kalp yaşatır onu ta fecre kadar…

e.
2008 kış

Hiç yorum yok: