25 Kasım 2008 Salı

Yosunlu bir kayanın ardına saklanan kadın;
Hüzünlü bir yüz,
Ağlamaklı gözler,
Umudunu yitirmiş bir gönül.
Ne yosununa aldırmış kayanın ne de rutubetine.
Öylesine saklanmış, yaslanmış.
Anaç kalpli kadın dalgın gözlerle bakıyor denize.
Liman gibi görmüş yaşlı bedenini yıllarca.
Poyrazlara, lodoslara biraz da keşişlemeye kafa tutmuş.
Yıpranmış, kırılmış olsa da derinden, hâlâ yerinde, dimdik.
İnatla bir gemi bekler.
Oysa ne gemiler geldi demirledi bu limana.
Rüzgardan savrulan bordası* yaralanan mı,
Fırtınadan seren’i** kırılan mı,
Sintinesi*** su alan mı...
Hepsi yanaştı bu limana.
Onardılar gemilerini, aldılar erzaklarını.
Liman o mağrur duruşuyla sapasağlam yolculadı bu gemilerin tümünü.

Ama bir gemi var ki...
Uğramadı hiç.
Hep alargada**** kalmayı tercih etti.
Neden yanaşmadı limana?
Sığ mı sandı acaba suyu?
Yoksa limana atacağı halatları mı eskimişti?
Belki türlü limanlara uğramaktan sıkılmıştı.
Bu limanı da diğerleri gibi mi sanmıştı acaba?
Oysa bilmedi bu limanın onca savaşının sırf o gemi için olduğunu yıllarca.
Hiç bilmedi, onun için poyrazla ettiği kavgaları, dalaştığı lodosu.
Temelindeki yosun istilâsına da ses çıkarmadı.
Sağına soluna yapışan fuskalar***** bile yıldırmadı onu.
Hatta yanaşan gemilerin hoyratça darbelerine bile bana mısın demedi.
Hep o gemiyi bekledi.
Küçük bir gemiydi bu.
Direği mavi beyazdı.
Pek fazla bir özelliği de yoktu aslında.
Ama ille de o gemi.
Küçük, mavi beyaz direkli gemi...

Bugünlerde serin Ege’nin havası.
Bulutlar güneşi saklıyor.
Ağaçlar kederli, yapraklarını döküyorlar.
Deniz küskün, soğumaya yüz tutmuş suları.
Sonbahar geldi Ege’ye.
Şimdi o kaya daha da ıslanacak rutubetten.
Ardına gizlenen kadın ise tekrar bekleyecek baharı.
Yüzüne mıhlanan hüzün,
Gözlerinden süzülen yaşlar,
Umudunu kör bir kadere bağlamış bu kadın yine orada olacak.
Yaşlardan arta kalan gözleriyle engin denize bakacak.
Yine yanaşacak gemiler.
Onu selâmlayacak bazıları.
Bazılarıysa hoyrat davranacaklar.
Hiç biri umurunda olmayacak, acıtmayacak yüreğini.
Çünkü o hep küçük gemisini bekleyecek bir yerlerden.
Direği mavi beyaz olan gemi belki de çapasını açıklarda atmayacak.

Kar, kış, kıyamet, fark etmez.
Yeter ki gelsin artık, bitsin bu hasret.
Liman yorgun, liman kırgın zira, daha ne kadar dayanır bilinmez.
Sadece bir gün.
Hiç olmazsa önümüzdeki bahar, bir gün...


kaderidir özlemler limanın...

e.
2007 yaz


Borda* : Gemide su kesiminden yukarıda kalan kısmına verilen isim.

Seren** : Gemilerde bulunan büyük yelken direği

Sintine*** : Bir teknenin/geminin su hattı altında kalan iç kısımdır.

Alarga**** : Günlük denizcilik dilinde, yanaşmadan önce demirde beklemek anlamını taşır.

Fuska***** : Çok değerli, çift kapaklı bir mollusk türü olan deniz canlısı.

Hiç yorum yok: