9 Şubat 2009 Pazartesi

Şeytan uçurtmam vardı çocukluğumda.
Her öğlen okul dönüşümde elimde olurdu.
Kimi zaman bir gazete kağıdı, kimi zaman eve gelen hediyeden arta kalmış paket kağıdından,
Anneannem yapardı.
“Kuyruk, uçurtmanın neşesidir, şanıdır” derdi anneannem, özenle yaptığı uçurtma için.
Sonrasında;
“Kuyruğu güzel olmalı, dik tutmalı kuyruğunu uçurtma, kuyruksuz uçamaz, pusulasını şaşırır” dediğinde ise şeytan uçurtmam elimde olurdu.

Uçurtmamın her yükselişinde gözüm kuyruğuna takılırdı.
Ne kadar da yakışıyordu o küçük gövdeye,
Nasıl da rüzgárla anlaşıyor ve yön veriyordu.
Pusulası sağlamdı uçurtmamın.
...
Bahar geldi geçti bu yıl da.
Göremiyorum artık gökyüzünde uçurtma.
Ne şeytan ne de çıtalı.
Mavi gökyüzü çiçek bahçesi olmuyor kaç bahardır.
Gökyüzü mahzun.

Yönümü bulamıyorum çok zamandır.
Uçurtma olmak istiyorum sanki.
Ama
Kuyruğum yok...
Kuyruğum olsa,
Rüzgârım yok...
Rüzgârım olsa,
Neşem yok, şanım yok...
Öylesine savruluyorum işte.
Pusulam şaştı...

Sevmeyi unuttum.
Nicedir kalbim buz kesiyor.
Gönlüm ıssız.
Sevilmeyi özlüyorum.
Özlenirsem, belki güneş uğrar diyorum bu buzhaneye.
Yolumu gözleyen bir nefes sıcaklığı hatırlatır belki.
Anlık bir bakış,
Hakiki sevgiyi tatmış bir çift göz eritir belki buz sarkaçlarını kalbimin.
Kimbilir...

Tanrının beni görmesini istiyorum artık, kucaklamasını özledim çünkü.
Örümcek ağı tutmuş hayallerimin artık parlamasını istiyorum.
Umudun hayallerimin yakasına yapışmasını istiyorum, hesap sorarcasına.
Yepyeni bir hayatın kapılarını açmasını istiyorum, ardına kadar.
Açılan kapıdan keskin bir ışığın gözümü almasını istiyorum kamaştırırcasına.
Ben eşikten atlayınca alkışları duymak istiyorum, çılgınca.
Yeter bunca zaman alkış tuttuğum ele güne, sıra benim olsun artık.
Kanatlarım da olsun, gönlüme lâyık.
Bir avuç sevenimi kanatlarım altına alayım, mutlu olsunlar.
Göçmen kuşlar gibi olalım.
Beraber yol alalım mutlak aşklara, sevgilere.
Zalimler, yalancılar, korkaklar, sahtekârlar ve vefasızlar kaybolsunlar ortadan, bir daha geri gelmemecesine.
Pişmanlıklar anı olarak kalsın ardımda, buruk anılar.
Kırgınlıklar bitsin, kaynasın tüm kırıklar.
Geçmişle yapılan derin hesaplaşmalar tatlıya bağlansın.
Ne ben borçlu olayım ne de onlar faiz işletsin artık.
Geceler hüzünden sıyırsın yakasını, güne varsın çabucak.
Şarkılar dokuz sekizlik olsun hep, notalar coşsun.
Kalemim düğünler yazsın, telli duvaklı.
Gözlerimin içi gülsün yeniden.
Hanımeli koksun tüm geleceğim.
Mis gibi...

Anneannemin şeytan uçurtmaları gibi olayım;
Kuyruğum güzel
Ve
Neşeli, şanlı
Ve
Her zaman dik
Ve
Pusulam doğru,
Son nefese kadar...


hiç kuyruksuz uçurtma olur mu?

e.
2007 yaz

Hiç yorum yok: